Zannedersem bu sokağın adı Çaylak sokak. İşte dairemizin arka cepheden görünümü. Yağmur inme borusundan sağ taraf bizim, sol tarafı da diğer komşunun. Dikkat ederseniz sağ taraftaki son penceremizin hemen yanında bir balkon görünüyor ve bu balkondan giriş var. Bu balkon doğrudan mutfağa açılır ve binanın önünden gelmek zor olur, ama arka taraftan bu balkondan binaya girmek daha kolaydır. Ama o zaman, mutfak ayak altındadır.
Biz Ankara'ya gelince zavallı babam da 2001 yılının ilk Ramazan orucunu bizimle birlikte tutmak üzere Ankara'daki ilk evimize gelmişti. Burası, Ankara'daki bizim ilk göz ağrımızdır. Bu nedenle burası benim nazarımda çok değerlidir. Eğer maddi imkanım olsa, bu daireyi hemen satın almanın yoluna bakardım.
Ankara’ya ilk gelip gitmeleri
İncirli semtindeyken başlamıştı. Çünkü biz Ankara’ya 2001 yılında gelmiştik. O
zamanlar ne fotoğraf makinem vardı, ne de böyle resim çekme işi vardı. Sonradan
oluşan fotoğraf çekme hobisi ile babamı ancak 2006' lı yıllardan itibaren
fotoğraflamaya başladım.
Babam, aslında Ankara’ya gelmeyi
hiç istemiyordu. Hem bizleri zor durumda bırakmamak için, hem de kendisi için. Sadece Ramazan aylarında bir aylık bir zaman dilimi için gelirdi. Orucu hep
birlikte tutar, bayramı yapardık. Ardından hemen Kaman’a kaçardı. O da
alışmıştı yalnızlığa. Onun kafası da götürmüyordu gürültüyü.
Onu çok özlüyor ve her konuda
kendisine yardımcı olamadığım için çok üzülüyorum. İnsanın uzun yıllar
birisiyle birlikte olmasının getirdiği hem iyi, hem de kötü tarafları olan bir
durum söz konusu. Anlaşamadığımız konular da birbirimize küsmezdik ama kırılırdık.
Biz de küslük olmazdı. Sadece geçici bir kırılma olur, tekrar düzelirdi. Bu kırılmalar da 23 yıllık birlikteliğimiz de çok nadir zamanlarda vuku bulmuştur. Babam çok iyi bir insandı. Çok anlayışlı ve bizlere karşı çok yardım sever biriydi. Cenab-ı Allah rahmetiyle muamele eylesin.
*** Yorumun Sonuna; Elektronik Posta Adresinizi, Adınızı ve Soyadınızı Eklemeyi Unutmayınız!